9 Ocak 2012 Pazartesi

rebound.

Benimle birlikte olmak istemesinin tek nedeni eski sevgilisini unutmak. Tam bir rebound durumu yani. Ben ne yapıyorum, ne istiyorum, ne istediğimi biliyor muyum gibi soruları geçtim, kırık kalpleri onarma enstitüsü gibi çalışmaya tam olarak ne zaman başladım en çok onu merak ediyorum aslında.

Aramızda geçen en hakiki, en gerçek duygusal konuşma kafamda uyarı zillerinin çalmasına da neden olan bir konuşma oldu. Ben bu senaryoyu daha önce oynadım. Stop me if you've already heard this one before, ya da k.übra'nın da dediği gibi, biliyorsan anlatmayayım durumları. Kafam karışık aslında, belki de söyleyebileceğim tek şey bu. Kafam karışık, çünkü taş gibi bir hatun söz konusu olan, 6-7 aydır bir şekilde aklımda olan, istediğim, ilk bakışta etkilendiğim birisi. Ama aynı zamanda bana duygusal anlamda aradığım türden bir ilişkiyi - her ne kadar tam olarak ne aradığımı ben de bilemesem de henüz - verebilecek biri değil. Şu anda değil en azından. Ama diğer yandan ilk tanıştığımızda aramızda bir şeyler olabilirmiş, o zaman olmaması belki de - hani kadercilik oynar ya insan bazen elinde olmadan - böyle olması gerektiği içindi. Belki de o gece tanışmamızın nedeni bir gün ihtiyacı olduğu bir anda hayatına yeniden girmem ve ona yardımcı olmam gerektiğini gösteriyordu.

Aslında bir halt bildiğim yok bu konuda. Demek istediğim, tamam, başka insanların bana ihtiyaç duymasını, insanları iyileştirmeyi, insanlara yardım etmeyi seviyorum, bazen hatta hayatlarında bir farklılık yaratmış olabilmeyi de. Ama bazen dönüp ya ben diye sorasım geliyor. Süpermen kompleksi midir nedir bu yani? Neden bir kez olsun şöyle adam gibi sakin kafayla normal bir insana aşık olmuyorum ki ben? Neden ya da karşımdaki kişi iyileştirmiyor beni bir kez olsun?

Belki de bir kez olsun siktir et demek lazım. Taş gibi hatun, resmen beni istiyor. E daha ne?
(Ama dahası da olaydı, iyiydi.)